Alan Moore, 86-87 yillarinda yayimlanan Watchmen'le CR'da koskoca bir turun-genrenin donusmesinde; yeniden yorumlanmasinda-yaratilmasinda en onemli rolu ustlendi belki de. Super-kahramanlar ondan sonra tam bir yapi-bozumuna ugradilar;
bir daha eskiye donmemek uzere.
Watchmen "superlerin" ve super rolu yapanlarin zaaflarina, cinselliklerine, aile yasamlarina-sirlarina, iktidar iliskilerine, sapkinliklarina tuttu fenerini. Sadece 12 sayida savas, nukleer felaket gibi ciddi konulari katman katman islerken bir taraftan da "superlerin" emekli olmalari, aile olmalari, villianlari ile kurduklari tuhaf iliskileri sundu bize.
Watchmen'den sonra ana akim super kahraman CR'lari bile kendilerini yeniden yaratiken bir de onun izinden giden, actigi kulvardan ilerleyen CR'lar uretildi: "superler"den girift, elle tutulur hikayeler anlatilabilecegi iddasini tasiyan. Aralarinda en cok takdir ettigim ise Kurt Busiek'in yarattigi Astro City oldu. (Umarim bir gun Turkce'ye de kazandirilir) Busiek zaten sektorde ana akim CR'lardan taninan bir isim; Astro City'de "superler"le beraber yasayan siradan-kucuk insanlarin, side-kicklerin, dogru yolda tutunmaya calisan villianlarin, tasra herolarinin hikayelerini anlatti.
Hem Busiek'in saglik sorunlari hem de ana akim CR'lari icin yetistirmesi gereken isler yuzunden duzenli bir yayin hayatina sahip olamadi; oldukca az sayi cikabildi.Yine de bir cok odul topladi, cok begenildi ve Watchmen'in iddiasina ciddi katki yapti. (Elbette muhtesem Alex Ross kapaklarini anmak geriyor Astro City'den bahsederken)
Watchmen'den keyif alanlara siddetle tavsiye edilir.