9 Şubat 2019 Cumartesi

Rewhat - Kedisiz hikayeler

Rewhat guncel yayinlari cok yakindan takip edemedigim icin pek bilmedigim bir cizerdi, sagolsun Altinmadalyon forumundan Ferzan dostum dikkatimi cekti. Degisik dergilerde yayinlanan calismalari var, kimi zaman baska yazarlarla isbirligi yapmakta kimi zaman da kendisi yazip cizmekte. Bu aralar da sosyal medyadaki kisa mizahi-kedili cizgi hikayeleri, karikaturleri sikca paylasilmakta. 

Konuyla ilgili baska ilk donem hikayeleri de var ama benim dikkatimi Otlak dergisindeki iki hikaye ozelikle dikkatimi cekti. 

Ilki (Otlak 5'de) 20 sayfa kadar suren uzun bir calisma. (Bu arada bir not: Otlak dergisinin ilk sayilarinin en buyuk problemi cok daha uzun islenebilecek derinlestirebilecek hikayelerin 1-2 sayfaya sigdirmaya calismasiydi, bu da hikayenin -ne kadar guzel olursa olsun- maalesef yuzeysel kalmasina neden oluyordu. Keske daha az hikayeyle yola cikip her cizere en azindan 4-5 sayfa ayirabilselerdi...)  50'lerden sonra kitleler halinde koyden buyuk sehirlere goc eden tum Anadolu halki icin sonra gelen kusaklarda degisik derecelerde yasanan bir sorun: kimlik & aidiyet sorunu. Elbette bu sorunun kurt ve alevi kimligi baglaminda islenmis olmasi konumuz. Kahramanimizin ideal bir mufredat ogrencisiyken yani Musluman-Turk , Ataturkcu kimligi ile yetistirilirken once Kurt oldugunu ogrendiginde yasadigi sok, ve uzerine bir de Alevi oldugunu ogrenmesi uzerine yasadigi parcalanma, kabullenmeme hikayenin omurgasini olusturmakta. Bir miktar otobiyografik ogeler tasimakta oldugunu tahmin edebiliriz. 





Ikinci hikaye (Otlak 3) 'de yayinlanmis bence daha da enteresan bir hikaye; kurt meselesiyle ilgili en tartismali konulardan biri: Dersim. Dersim'de neler olup bitigiyle ilgili pek cok tarih okumasi var elbette; bir tarafta resmi tarihin olayin bir eskiya kalkismasi oldugu ve buna gore tepki verildigi; ote yanda ise kolluk kuvvetlerinin tam bir katliam yaptigi yonunde (ve ikisi arasindali tonlarda nice farkli) yorum. 

Bizi bu cizgi roman baglaminda ilgilendiren ise devletin en yuksek makamlarinda gorev yapmis Ihsan Sabri Çaglayangil'in sozleri: 

"Magaralara iltica etmislerdi. Ordu zehirli gaz kullandi. Magaralarin kapisinin içerisinden bunlari fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmise o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanli bir harekât oldu. Dersim davasi da bitti. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim’e girdi"

Hikayemiz adeta bu anlati uzerine bina edilmis, genc-idealist bir ogretmenin atandigi Dersim'in bir koyunde Dersimliler icin 'bunlar egitilemez' diyen askerlerin alayci uslubuna ragmen, isine dort elle sarilmasi ve koylulerle kurdugu iliskiyle baslamakta. Ama cocuklardan birinin magarada buldugu iskeletle hikaye seyrini degistirmekte; burada bulunan nice iskeletin koylulerin hicbir zaman usulunce defnedemedigi-yas tutamadigi akrabalari oldugunun anlasilmasi ile de devam etmekte (daha fazla spoiler vermeyelim). 












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder