Ilk ciltteki Libya-Suriye-Fransa ucgeninden sonra ikinci cillte Suriye'ye yerlesmeye calisan Sattouf ailesinin maceralari devam ediyor. Baba Sattouf kendini cevresindeki butun Araplarda ustun gormesine, onlari asagilamasina ve aldigi Batili-rasyonel egitime ragmen memleketine yerlestikce eski yoresel-geleneksel hastaliklari ortaya cikmakta ve hayallerinden vazgecmektedir. Artik "baskan" olmaktan degil sadece babayadigari arazisine "baskanlara yakisir" bir villa yaptirmaktan bahsetmektedir. Tek gayesi ulkeyi yoneten askeri oligarsi ile iliskilerini ilerleterek universitede daha iyi bir kadroya gecmektir. Ideallerini bir yana birakmis gozukmektedir.
Kucuk Sattouf ise ulkeyi daha iyi gozlemledikce ikinci ciltte daha detayli bir portre sunmaktadir. Aclik sinirinda yasamakta olan insan yiginlarina karsin kucuk bir askeri burokrasi servet yigmaktadir:
Sattouf’un gunluk hayatinda karsilastigi Yahudi suclamasi aslinda cok genele yayilmis, orgutlu, sistemli bir propagandanin da sonucudur. Devletin, burokrasinin iktidarini devam ettirebilmesinin dayanaklarindan biridir bu ortak dusman. Yahudi'den Israil'den nefret etmeyen yok gibidir:
Kuran ve din arapca anadil olmasina ragmen anlanan-uzerinde kafa yorulan mefhumlar degil ezberlenen, kopyalanarak surdurulen seylerdir. Kadinin yeri ve rolu de bu dogrultuda cok sert ve net cizgilerle belirlenmistir:
Kucuk Sattouf bu rolun disina cikanlarin nasil aileleri-kabileleri trafindan acimasizca cezalandirildiklarini bir akrabasinin 'namus cinayetine' kurban gitmesi ile sahit olur. Buna karsi durmaya calisan babasi da tek basina topluma gelenege karsi duramayacaginin farkina varip yenilgiyi kabullenmistir. Babasinin simgesel yenilgisi tum arap reformistlerinin/entellektuellerinin umutlarinin sonmesidir aslinda.
Maalesef Sattouf'un grafik romanlarini kisayoldan "Oryantalizm" ile damgalamaya kalkanlar olmustur, fakat Sattouf'un tek yaptigi yasadigi gercekleri, anektodlari -pek cogunu bagimsiz kaynaklardan dogrulayabilecegimiz- olabildigince yalin bir sekilde yuzumuze vurmaktir. Buna bile tahamulu olmayanlarin bolge icin nasil bir ozelestiri yapacaklarini ya da boyle bir dertlerinin olup olmadigini gormek iyi olurdu. Oyle ya elde "Oryantalizm-Kolonyalizm" gibi sihirli degnekler varken ne gerek var mercegi kendilerine cevirmeye.
Ote yandan Sattouf'un nadir anlarda gozunu Fransa'ya da cevirdigini (zira album buyuk oranda Suriye'de gecmekte), yeri geldiginde benzer gozlemleri yaptigini gormekteyiz zaten. Ornegin insanoglunun cevresiyle, dogayla kurdugu yikici-bozucu-tuketici etki Suriye ya da Fransa'da cok farkli degildir:
Sattouf ilk abumde oldugu gibi farkli cografyalari ya da durumlari farkli renkli fonlarda resmetmeye devam ediyor ; bir cocugun penceresinden anlatilan dunyanin farkli tonlarda algilanmasi da yerinde bir bulus esasen .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder