28 Ocak 2020 Salı

Yildiz Tutulmasi

Ender Ozkahraman'i "Orasi Hikayeleri" ile tanidim. Hikayeler kimi zaman baska cografyalarda gecmis olduklarinda bile "Orasi" Dogu-Guneydogu idi, bolgenin insanlarinin hikayeleriydi. Kimi zaman mistik-fantastik yonleriyle ("Micir" hikayesi gibi) tuhaf-gercekustu,  kimi zaman da bolgenin zorluklariyla asiri dramatik aci oykulerdi bunlar (Antalya'da plajda kacak olmakla suclandigi icin gozaltina alinan insaat iscisinin oykusu "Ruzgar bizi surukleyecek" gibi) . 



Ama yer yer de Ozkahraman'in bolgenin insani icin tanimladigi asiri utangacliktan ve deli-veli karakterlerden dogurdugu mizahi vardi bu hikayelerde, Yilmaz Erdogan'in "Vizontele"de yakaladigi bir mizaha paralel bir mizah damari*. Filmlere Kurtce dublaj yapmak icin yetenek arayan dublaj ustasi "Keyn'i Bulmak" hikayesi yahut ayna karsisinda corba icmesini duzeltmeye calisan kahramanin "Ayna" hikayesi gibi.



Aralarinda elbette siyasi hikayeler de olurdu : orgut uyeligi gecmisini paylasmak istemeyip Istanbul'da lunaparkda calisarak yeni bir hayat kurmaya calisan Abdullah'in hikayesi "Yuksege" gibi. Bu kisa hikayeleri herhangi bir kategoriye  sokmak guc zira genelde yukarda saydiklarimizin hepsinden bir parca bulmak mumkun pek cogunda. Bu hikayeler senelerce Leman gibi dergilerde devam etti, sonrasinda kitaplastirildi.  

Ama herhalde Ozkahraman'in konu basligina en cok uyan, en tehlikeli en siyasi hikayesi "Yildiz Tutulmasi" dir. Diger kisa hikayelerinin aksine daha hacimli (yaklasik 100 sayfa) bu kitap iki orgut mensubunun; Ruken ile Pervin'in  hikayesini ele almaktadir.

Hersey bir otobusun yolunun kesilmesi ve bir asker kacirma plani ile baslar. Otobusdeki atesli bir cocuk yuzunden Ruken vazifesi ile o an dogru olarak dusundugu davranis arasinda ikilemde kalmistir. Aranan askerin de "beni kacirin bu isi bitirelim cikisi" ile birden askeri ve otobusu serbest birakma karari alir.



Elbette bundan sonrasi kendi icin yokus asagi bir surectir, orgut ici ispiyonlama-sorgu-dislama-laf dokundurma mekanizmalari calismaya baslar; boyle bireysel sorgulamalara ve "zayifliklara" yer yoktur. Dagdan kacis ise devletin eline gecme ve iskence surecinin baslangicidir. Disari ciktiginda ise canli bir cenazden farki yoktur ; tekrar iceri alinir en sonunda hayatini kaybeder.



Ozkahraman hikayeyi Ruken'in arkadasi Pervin'in objektifinden-agzindan flashbacklerle oldukca guzel kurgulayarak anlatmis; yavas yavas acilan-cozulen bir anlati. Gecisleri yaparken de oldukca ustaca kotarilmis paneller var.


Bunun yaninda ana hikayenin yaninda belki de her biri birer kucuk Orasi Hikayesi olabilecek minik anlar-anlatilar var; Ruken'in kola siselerini yok etme plani yahut Kavalci masali.

Nihayetinde ortada durmayi tercih eden, kendini teslim etmeyen,  belki bugun yazilip cizilemeyecek bir hikaye "Yildiz Tutulmasi". Orgut jargonunda kullanilan 'Tasfiye' kelimesi ile 'Tesviye' kelimelerini hep karistiran Ruken'in yaklasimi kitabi ozetlemekte: hangi ustyapiya ait olursaniz olun yapi sizi kendi cikarlari, hedefleri, ideolojisi dogrultusunda yonlendirmekte torna misali ya kendine uydurmakta yahut posanizi cikarip bir kenara atmakta.





* Yillar sonra bu paralellik "ilginc" kurt bulma ve onun hikayesini anlatma olarak hem Yilmaz Erdogan hem Ender Ozkahraman'i elestiren yazilar da yazilmasina da neden oldu ; bir ornek icin: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/07/19/hakkari-ve-istanbul-aski/

** Cizgili Kenar Notlari kitabinda "Sallanan Ay, Portakal ve Vita Kutulari... ya da Ender Ozkahraman Hikayleri" isimli bir makale var ama maalesef Ozkahraman hikayelerini hakettigi olcude analiz edebilen bir metin degil .






26 Ocak 2020 Pazar

Ruya ve Kehanet

Ruya ve Kehanet*

Jodorowsky ismiyle Western turu bir turlu kafamda eslesmemisti zira yazari hep bilim-kurgu, fantazi turleri uzerinden, yarattigi Jodorverse de denen Incal evrenindeki hikayelerinden tanimistim. O yuzden Bouncer'in ilk bes hikayesini okurken acikcasi ne bekleyecegimi bilemiyordum. Evet, Bouncer oldukca sert, guzel kurgulanmis bir Western. Fransiz Western albumlerinden beklenen herseyi karsiliyor, cizim-renklendirme stili olarak da Komanci'ye oldukca yakin bir noktada duruyor zaten ama  Jodorowsky tur olarak Western'e bir yenilik getirmese de kendi damgasini vurmasini bilmis. 

Buyuk yazarin mitolojiye, paranormale, astral beden/seyahat, tarot fali, samanizm gibi mefhumlara ilgisi malum. Bunlari Incal gibi bilim-kurgu/fantazi turune yedirmekte de maharetli; hele bir de "Beyaz Lama" serisi var ki Tibet'de gecen macera boyunca mistik alani (elbette Tibetlilerin mitolojisi,  dini inanclari ve karsi tarafta kurumsallasmis Hristiyanlik diniyle catismasi uzerinden ) cok daha derinlemesine kullanmis.




Bouncer gibi bir Western'de ise bunu yapabilecegi tek cerceveyi, yani Kizilderileri kullanmis. Hemen her maceraya bir beden-otesi deneyim yerlestirerek samanizm ve panteizm ogretilerinden ogeleri ustaca maceralarin icerisine serpistirmis. Malum, samanist rituellerde "kendinden gecme" metodu olarak muzik, dans ve bedene zarar verme-eziyet etme gibi yontemler kullanildigi kadar psikoaktif madde kullanimi da icermekte... (bu metodlarin pek cogunun izlerini daha sonra gelisen kurumsal dinlerin tasavvuf ekollerinde bulmak da mumkun)

Bu maddeleri kullanan saman-kam bedenini terkederek tanrilarin/ruhlarin katina, madde otesinin bambaska dunyasina kanatlandigini, madde perdesini yirtarak bambaska ruhsal dunyalari deneyimledigine inanmakta. Kullanilan maddeler ise rituellerin cografyasina gore degismekte elbette; cesitli mantarlardan narkotik etken maddelere sahip bitkilere hatta cesitli zehirlere kadar ama nihayetinde hep dogadan elde edilen, doga anayla baglantili maddeler bunlar. Bu maddeler kullanani euphorik-esrik bir vaziyete getirmesi, coskun-taskin hareketler sergiletmesi yuzunden tercih edilmekte ve "etkisi ne kadar gucluyse o kadar iyi" gibi bir denklemle yaklasilmakta.

Bouncer'in hemen ikinci macaresinda bu madde kizilderilerin de rituellerinde kullandigi bir kaktus turu olarak ortaya cikmaktadir:



























Seth'in kaktusun tadina bakip beden disi deneyiminde soyledikleri ayrica ilginctir: "Hayvanlarim, Gok Yuzuyum... Gunes... Ben Hedefim..." Insanin doganin sadece ayricaliksiz bir parcasi oldugunu ve avciyla avin aslinda ayni sey oldugunun altini cizen bu sozler ne kadar da tanidik...


Ucuncu macerada afyon kullanimi ile meydana gelen beden otesi deneyim sergilenir:




Bizde yayinlanan son macera ise Bouncer'in babasi uzerinden kabilesinin son uyesi oldugunu ve kabilesinin geleneksel esrime yontemini ogrendigi maceradir : yilan zehri 




Beyaz Lama'da Tibet'e giren (elbette silah zoruyla) beyaz insanlar yerlilerin dinlerini-kulturlerini nasil asagi-anlamsiz gormektelerse ve yerlileri katletmelerini nasil onlari medenilestirmek olarak nitelemektelerse Jodorowsky Bouncer'da da ayni motifi kullanmistir (Bu sefer de beyaz adam-kizilderili ikiligi ustunden) .

* Bouncer'da da cok rahat kullanilabilecek bu baslik yazarin Beyaz Lama hikayesindeki ilk bolumun basligidir.