30 Nisan 2018 Pazartesi

Elif

Eli kilicli kahramanlarin cirit attigi dolayisiyla her macerada ellerin kollarin koptugu "gore" sahnelerle bezeli CR'larla Turk-Islam sentezinin bayraktarligini yapan, her kosesi bu ideoloji dogrultusunda metinlerle, ilusturasyonlarla dolu bir cocuk dergisinde ender olarak hazinelerle de karsilasabiliyoruz. Bunlardan biridir iste Mehmet Genc'in yazip-cizdigi "Elif".


Yaraticisi hakkinda bir bilgi bulamadim, ismin mustear olup olmadigini da bilemiyorum ama yillara yayilan pek cok irili ufakli calismasi var dergide. Bilim-kurgu temali islerden (Elif, Ayberk gibi) tek sayfalik-ic kapaga basilan, mizahi merkeze alan islere (Cicek Kiz), futbol CR'larindan illustrasyonlara cok cesitli uretimler yapmis. Kendine has-imzasi olmasa da taninabilecek bir uslubu var.

Bunlardan Elif oldukca enteresan zira hem bir bilim-kurgu/mizah CR'i (fransiz ekolune cokca yaklasan) hem de kucuk bir kiz cocugunu basrole almasi ile ayriksi.  Benim gorebildigim kadari ile 86-87 yillarinda 4 hikayesi var Elif'in yayimlanan. 

Elif herseyden once hem seneryo hem de cizim olarak cocuklar icin uretildigi belli; onlarin seviyesine-algisina uygun bir cizgi roman. Yalin ama yuvarlak hatlari ile sirin, cocuklarin kolayca iliski kurabilecegi goruntulere akici, fazla karisik olmayan seneryolar eslik etmekte. Olasi siddet sahneleri bir cocuk cizgi romaninda olmasi gerektigi gibi karikaturize edilmis, yumusatilmis. Mizahin yanisira bilim kurgu temalari hikayelerde on planda: su uzerinde yurumeye yarayan ayakkabilar, uzay araclari, ucan arabalar, iklimi kontrol edebilen cihazlar vb. hayalgucune hitap edecek buluslar. 

Daha da onemlisi erkek egemen, erkekligi kutsayan bir ideolojinin erkek egemen dergisinde basrole bir kizi yerlestirmesidir. Derginin hemen butun kahramanlarindan ayri durur bu yonuyle. Seride kucuk kardesi Cenk mizahi ureten slapstick karekterken Elif genelde lider, kontrol edici, temkinli, rasyonelligi temsil eden karakterdir.







Levent Cantek CR tarihimizde kadina bicilen yerden bahsederken iki tipleme kullanir; Cariye ve Cadi. Turkiye Cocuk baglaminda bunlar cok isabetlidir zira kadin ya birilerinin esi-bacisi-anasi konumundadir (kurtarilan, sadik, cokca ortada gozukmeyen, ideal kadin) ya da kotu-yabanci karakter olarak tekinsiz-guvenilmez yaratiktir.

Hizir Bey'de Cadi ve Cariye; Masa ve Gulcicek

Elif (isin aksiyon kismini kardesi Cenk'e birakmis olsa da) bu kaliplari kirmada ayriksidir-istisnadir. (Ilk macerada yazar olarak bir kadin ismi gormekteyiz : Funda Ozturk. Sonradan bu isim ortadan kalkmakta. Bu duyarliligin arkasindaki etkisi ne kadardir bilinmez) 

Bu yonuyle ilginc bir sekilde Jidehem'in Sophie'sini andirmakta. Uzun yillar Spirou'de cesitli CR'lara emek verdikten sonra kendi serisini hele bir kiz cocugunu merkeze alan bir seriyi yaratmak isteyen Jidehem once bu konuda direnc gorur ama bir yan karakter olarak baslayan sophie kisa zamanda okuyucunun ilgisiyle ana karakter halini alir. Bu 1965 Fransa'sinin bile (ya da Katolik egilimli Spirou dergisinin) ne kadar gelenekci-tutucu olabileceginin kanitidir aslinda, ama artik kapilar bir defa acilmistir. O ana dek genelde yardimci roller ustlenen ya da basrolu bir erkekle paylasan kizlarin ardindan birbiri ardina  kadin karakterlerin on planda -basrolde oldugu CR'lar yaratilmaya baslanir. 
   
Sophie'ye benzetmemizin sebebi yanlizca bu degil elbette, konsept olarak da bir etki olmali (eger goremedigim baska bir BD etkisi daha yoksa). Sophie de bilimkurgu temalari icerir (babasi bir mucitdir) hatta cok benzer bir ucan arabalari vardir. Yaninda arkadasi Bernard vardir (elbette erkek arkadas Bernard Elif'de kardes Cenk'e donusmustur)



Bu ayriksiligina-deneysellige ve basarili bir is olmasina ragmen muhafazakar kesim icinde uretilen CRlar arasinda gorebildigim kadari ile devami gelmemis, kendi cenahinda baska kadin kahramanlarin/basrollerin onunu acamamistir Elif.
 
KAYNAKLAR:

https://www.lambiek.net/artists/j/jidehem.htm
Levent Cantek, "Yerli Çizgi Romanda Kadın: Cadılar ve Cariyeler ile İlgili Bir Değinme....", Şehre Göçen Eşek

27 Nisan 2018 Cuma

Asterix'de Marsupilami





Asterix'de daha once farkina varmadigim bir ayrinti: 'Sefler Savasi' ilk once 64 yilinda Pilote dergisinde baslamis yayinlanmaya. 

Panel de seflerin musabakasi icin kurulan panayir yerine dair. Ortada-solda olaganustu hayvanlarin teshiri icin kurulmus cadirin onunde Marsupilami'ye gonderilen selam acikca gozukmekte. Marsupilami'nin rakip bir dergide (Spirou) yayinlaniyor olmasi da yapilan gondermeyi daha da hos kiliyor.

22 Nisan 2018 Pazar

Hizir Bey'in Rusya seruveni

Hizir Bey'in Rusya seruveni en guzel macerasidir kanimca. Keske albumlesen diger bazi maceralari gibi albumlesme sansi bulsa. 

Once Hizir Bey hakkinda birkac not: Gureli Hizir Bey'i senelerce Turkiye Cocuk dergisinde yazdi-cizdi. Dergi Turk-Islam sentezciligin bayraktarligini yapan bir kurulusa ait olmasina ve bu ideolojik tercihin hemen butun cizgi romanlara, metinlere, ilusturasyonlara sinmis olmasina ragmen hatta CR'in cocuklari egitmek-ogretmek dahasi endoktrine etmek icin bir arac olarak gorulmesine ragmen Gureli buna teslim olmadi. Kendisi zaten o camiya organik olarak bagli olan biri olmadigindan, disaridan profosyonel bir anlasma ile uretim yaptigindan Hizir Bey'de her zaman CR on plandadir (aksi yondeki benzer mecralarda yayinlanan ornekler icin Noyan, Topuz, Sunguralp, Deli Balta ). Hizla gelisen olaylar, aksiyon ve macera on plandadir, siyasi propaganda-ideolojik tercih olarak nitelendirilebilecek ayrintilar minimum duzeydedir (o kadarini da yayinlandigi dergi yuzunden dogal karsilamak lazim - bir ornek icin yazinin sonundaki nota goz atabilirsiniz). 

Gureli bazen haftada 10 sayfaya cikan insanustu bir azimle urettigi Hizir Bey'le (normalde 6 ya da 8 sayfa ile yine de diger CR'lardan uzundur) haftalik dergiyi adeta sirtlamistir. Kalitesi dusuk veya kopya/calinti diger isler arasinda zaten kalitesiyle hemen on plana cikmaktadir. Yan karakterleriyle, durmak bilmez devinimi ile, cok ilginc "kotu"leriyle Italyan ekolune oldukca yaklasan usta isi bir cizgi romandir. 

Hatta bir adim daha ileri gidelim; yayinlandigi mecra yuzunden (sagda yer alan ve cocuklara yonelik bir dergi) hakki yeterince verilmemis bir istir. Bizim Zagor'umuz olmaya aday en yakin CR'dir.       

Biraz Rusya macerasini acalim simdi; derginin 5. yili 27. sayisinda baslayip 6.yili 22. sayisinda biten (iki bolum halinde 174+88 = 262 sayfa suren) oldukca uzun bir maceradir : 

1) Osmanli cizgi romanlari ekseriyetle Avrupa'da gecer, Hizir Bey'in diger maceralari da dahildir buna. CR'cilarimiz genelde guvenli-tanidiklari alanda top kosturmayi sevdikleri icin Bizans'dan baslayarak Avrupa'nin derinliklerine kadar hep Avrupa cografyasini tercih etmislerdir (birkac istisnasi vardir bunun elbette). Bu macera ise Rusya'da-Kirim'da gecmesi ile bastan farkli bir rota cizer. 

2) Cografya olarak Rusya secilince karla kapli egzotik dis mekanlar (ormanlar, donmus bir gol vb) ustalikla hikayenin bir parcasi olur. Buna Ayi/ Kurt gibi cografyanin vahsi hayvanlari da eklemlenir. Ama Gureli bununla kalmaz; Hizir Bey fantastik bir karsilasma ile bir Sibirya kaplani ile mucadele eder. Kilic-disli kaplan ile mucadelesi seruven CR'larimizin en estetik-heyecan dozaji yuksek sahnelerindendir.  



3) CR bircok yan karaktere yer acmaktadir; yarali Dogan, kucuk Mucahit vb. Ama bir karakter vardir ki (Alma Bet) dis gorunusunden, dik basli davranislarina, kullandigi arac gerecten cevresinde bulduklarindan faydalanmasina kendi cizgi romanina sahip olabilecek kapasitedir. Basrol oyuncularindan bile surekli rol calar. 




Not: Aslinda daha cok ornek bulmak mumkun ama bir ornekle yetinelim: CR boyunca bol bol 'Moskof' kelimesi kullanilmaktadir, elbette bu Osmanli'dan gunumuze intikal eden ve ayni isimle kitaplar yazan sag cenahin ideologlari (Necip Fazil - "Moskof" , Kadir Mısıroğlu - "Moskof Mezalim" gibi) tarafindan beslenen-alti doldurulan soylendiginde ne ifade edildigi anlasilan bir tabirdir.  Ama asil anakronik olan Ruslarin kendi aralarinda bazen kullandigi "Yoldas' kelimesidir. Bu da CR'in yaratildigi donemde halen devam eden komunizm karsiti atmosferin -ve de yaratildigi derginin- etkilerindendir.    



18 Nisan 2018 Çarşamba

En Dogudaki Western



Avusturalya kurulusu itibari ile oldukca karanlik bir tarihe sahip; Ingiltere'den surgune gonderilen hukumluler, "beyaz adam"in bu koca kitayi yavas yavas yutmasi, onbinlerce yildir ayni topraklarda yasayan yerlileri (Afrika kitasi disinda en uzun suredir ayni cografyada yasayan insan topluluklaridir Aborjinler) ve kulturlerini neredeyse yoketmeleri... Bugun hemen her olcute gore dunyanin en demokratik, en mureffeh ulkelerinden biri olsa da bu gecmisle yuzlesmek oldukca uzun zaman almis: Avusturalya basbakani uzun yillar suren ve ancak 70'lerde birakilan Aborjinlere karsi yurutulen asimilasyon politikasi ve yapilan tum yanlislar icin 2008'de resmi olarak-devlet adina ozur diledi.

CR'lara pek konu olmasa da westernlerle ayni donemde gecen bu paralel hadiseler aslinda hikaye anlatmak icin oldukca verimli bir fon sunmakta. 'Down Under' (Ingilizcede Avusturalya ve Yeni Zelanda icin kullanilan bir deyim)  iste bu donemde Avusturalya'da gecen aslinda bir Western hikayesi. Yerel politikacilarin karistigi skandallarla ele gecirilmeye calisilan bir ciftlik hikayenin ana unsuru. Bunun yaninda klasik westernlerdeki kizilderililerin yerini Aborjinler almis. Altin ve degerli maden arayicilari, degisik ulkelerden sansini denemek icin gelen maceraperestler, hayvan suruleri (sigir yerine koyun) tam bir western sahnesini tamamlamakta.

Zaten fazlaca fumetti & western tuketmis-tuketmekte olan Turk okuyucusu icin senaryonun (bir ciftlik ele gecirme mucadelesinin) cok cazip-orjinal oldugu soylenemez elbette, o yuzden tek enteresan nokta Aborjinler. Beyaz adamin katliamlari, asimilasyon politikasi vb nin yaninda dunyayi-tarihi-hayati cok farkli bir bicimde anlayan-okuyan bu insanlar hakkinda oldukca bilgi de edinebilecek bir seri.


Cizer Pezzi ise yine  Fumetti dunyasindan taniniyor bizde saniyorum (Mastantuono gibi).  Bu BD serisinde ise harika bir is cikarmis, senaryonun tekduzeligine ragmen sadece cizimler icin bile okunabilecek bir eser. Avusturalya'nin kendine has kizil tabiatini, vahsi dogasini da Aborjinlerin rituellerini, danslarini, pratiklerini harika resimlemis. Fransa'da tutulmus olmali ki baska serilerle su anda yoluna devam etmekte.




Serinin ucuncu ve son albumu 2014'de cikan Terra Nullius basligini tasimakta. Aslinda 'kimsenin yasamadigi bos topraklar, kimseye ait olmayan topraklar' anlamina gelen bu ozel latince deyim tum kolonyalizm tarihini de ozetlemekte.                  


12 Nisan 2018 Perşembe

Lanetlenmis Elias; bir 'Kilic & Buyu' seruveni




Elias masallarda anlatilanlar gibi gaddar bir hukumdardir, butun dunyayi ele gecirmeye calisan Iskendervari bir cihangirdir. Zaferlerle durmadan ilerler ta ki buyucu Melchior'un satosuna gelinceye dek. Sert kayaya carpmistir, gunlerce suren kusatmaya ragmen basarili olamaz. En sonunda ise yenilir, ordusu dagilir. Melchior ise kral Elias'in yuzunu calarak onu buyuk bir lanete mahkum eder: en buyuk dusmaninin yani Melchior'un yuzunu tasimaya mecburdur artik (bir face-off durumu).


Orjinali fantastik hikayeleri ile taninan Corgiat'in yazdigi, Italyan artist Mastantuono'nun resimledigi 'Elias the Cursed' 2004-2007 yillari arasinda yayinlanmis 3 sayilik bir mini-seri.  Fantastik bir hikayenin klasik unsurlarini kullanarak hala nasil guzel bir eser ortaya cikartilabilecegini gosteriyor. Yuzuklerin efendisi'nden hoslaniyorsaniz ya da 'Sword and Sorcery' turune duskunseniz ilginizi cekecek bir CR ornegi.



Mastantuono bizde Fumetti dunyasindan tanin bir cizer ama bir BD atmosferinde harikalar yaratmis, kisa zamanda cok sayfa uretmek yerine uzun zamana yayilmis album calismasinin getirdigi avantaji iyi degerlendirmis. Harika aksiyon sahneleri, cok detayli arka planlar, Fumetti'nin klasik panelleri disinda panellerin ve panel arasi bosluklarin kullanilmasi ile dort dortluk bir calisma ortaya cikmis.

  

Elias yuzunu ve intikamini almak icin ciktigi yolda turun genel cercevesine uyugun olarak yol arkadaslari edinmekte; Zworg (bir tur cuce irk) Bertil, dev Araneo, bilim-tutkunu kadin doktor Evengeline ve Matilda (bir tur kurtkadin). Yine turun sablonlarina uygun olarak yolculuk boyunca her karakterin guclu ve zayif yonlerini, gecmislerini daha yakindan tanimaktayiz. Evengeline'in bilimkadini olarak buyuye-buyuculere supheci yaklasimi, Bertil'in irkinin dayatmalarina direnmesi... aslinda grubumuz siradisi & sinirlari zorlayan bireylerden olusmakta.  

Elias'in yol arkadaslari disinda diger guclu yonu ise elde ettigi tilsimlar, nereden geldikleri pek acik olmayan ve herbirini bir tur buyuyu-gucu cagismaya yarayan bu tilsimlardan 32 tane oldugu soylenmekte. Elias ve buyucu Melchior hikaye boyunca bunlari kullaranak cesitli buyuler yapmakta. 


Elias ismi ozellikle mi secildi bilemiyorum ama Biblikal kulturde (Elijah -> Ilyas peygamber)  mucizeleri ile taninan bir peygamber. Ve de gosterdigi mucizler Elias'in buyuleriyle oldukca ortusmekte. 

9 Nisan 2018 Pazartesi

Yunus - Zünnun

CR tarihimizde genelde islami-muhafazakar kesimlerce uretilmis oldukca cok sayida dini icerikli materyal var. Eli kilicli dindar kahramanlari ve diger kurgu kahramanlari bir tarafa birakirsak islami icerikli cizgi romanlar genelde tarihsel olarak onemli kisilere (padisahlar, komutanlar vb.) yahut dini karakterlare odaklanmis durumda (evliyalar gibi). Ama dogrudan peygamberleri cizmek cok rastlanan bir durum degil.

Elimizdeki yeni CR (Hz Yunus- Zünnun / Sokak Kitapları Yayınları) o yuzden ilginc bir istisna.

Dini hikayeleri ve peygamber hayatlarini ele almak-propaganda amacli olarak cizgi romani kullanmak ise bize mahsus degil elbette, yurtdisinda pek cok ornegi var. Bazi peygamber hayatlarini cocuklara ogretmek icin yapilan kisa-basit, egitim amacli islerden tum "Bible"i resimli roman formatinda uretmeye soyunan cok iddiali-kaliteli islere dek genis bir yelpazede CR uretilmekte.

Yerli CR'i desdeklemek amaciyla ulasabildigim her isi almaya okumaya ve de elestirmeye (verimli bir uretim surecinin olmazsa olmaz bir parcasi olarak gordugum) calisiyorum ama Yunus konusunda en sonda soyleyecegimizi basta soyleyelim hem cizim hem de seneryo olarak "olmamis" bir is.

Cizimler cok acemice, oldukca zayif ve yer yer anlasilmayacak olcude karmasik.  Kimi paneller rahatlikla "bir cocuk otursa daha guzelini cizer" hissi veriyor ki profosyonelce basilan-dagitilan bir is bu hissi vermemeli okuruna. Sanatcinin ovulmesine de aliskiniz ama hele bu kotu cizimleri "essiz" diye nitelendirmek (kitap sonunda ve tanitiminda) ovmeyi baska bir seviyeye cikarmakta. 


"Essiz"! Cizimler
Senaryoya gelince boyle bir hikayeyi CR'a aktarmanin zorluklari belli ki her adimda ortaya cikmis; herseyden once Islam'in temel kaynaklari Yunus gibi bazi peygamberlerin hayatlari hakkinda eksiksiz, detayli bir hikaye vermez sadece kendince onemli noktalara deginir. Durum boyle olunca da  hikayeyi basi sonu belli normal bir anlatiya cevirmek icin Taberi'den itibaren ilk islam tarihcileri de diger kaynaklara -agirlikli olarak Israiliyat denen Biblikal kaynaklara basvurmustur. Bu da Islam dininin peygamber algisiyla (masum-gunah islemeyen) bu anlatilar arasinda zaman zaman celiskiler dogmasina neden olmustur, ornegin Yunus Tanri'ya kizip ondan habersiz sehri terketmeye calisir bu Biblikal kaynaklar gore. Bu iki nedenle  kabul edilemezdir Islam icin; hem bir peygamber Tanri'ya kizip boyle bir ise kalkismaz hem de sehri terkedip Tanri'dan kacabilme dusuncesi Tanrilarin kudretlerinin ona inanan sehir devletleri-bolgeleri ile sinirli oldugu, her kavmin yerel tanrilarinin oldugu antik bir doneme ait dusuncedir bu yuzden de bu fikrin tevil edilmesi gerekir.  Islam tarihcileri bu acigi kapatmak icin cok caba harcamislar, tevil mekanizmalari  gelistirmislerdir.

Ote yandan CR'in ikonografisinin de oldukca problemli oldugu ortada; ornegin Islam geleneginde melekler yuvarlak bir hale ile resmedilmez bu Biblikal gelenege ait bir temsildir. Kanatsiz ve sakalli (sakal melegin erkek oldugunu-cinselligini ima eder) olmasi da problemlidir zira Islam geleneginde melekler kanatli, sakalsiz ve halesiz anlatilmistir, butun minyatur geleneginde de boyle resmedilirler. (Cunku temel Islam metinleri boyle tarif etmistir).  'Hale' yapilacaksa bu butun cehreyi-kafayi bazen vucudu saran bir aura-alev seklinde yapilir. O yuzden CR'da buyuk agirligi olan Cebrail'in adeta Hollywood filmlerinden firlamis bu tasviri Islami-yerli-geleneksel bir anlati ortaya cikarmak icin yola cikmis eserde cok yabanci durmakta.




Geleneksel melek tasvirleri

Diyaloglarin anakronizmi de rahatiz edici boyuta ulasmakta; Islam dinine has spesifik-arapca bir selamlama olan "Aleykum Selam"i asirlarca once Nineova'da Yunus'un kullanmasi oldukca garip durmakta, daha da garibi muhatabi putperest kisinin de ona ayni sekilde karsilik vermesi.


CR yaratilirken bir ic ve dis mekan arastirmasi yapilmadigi da ortada, eski olan hersey benzerdir mantigi ile Ninevo kralinin sarayi/kalesi ic ve dis tasarim olarak bir ortacag Avrupa satosuna benzetilmis. Duvarlarinda asili "tablolar" da cabasi. Oysa Ninevo'nin binalarinin, saraylarinin, ic ve dis mekanlarin nasil olabilecegine dair internette tonla materyal-gorsel var.




Yunus hakkinda benzeri dini cizgi roman calismalarindan farkli usluplarda ornekler yer almakta asagida; insanlarin fiziksel ozellikleri, kiyafetleri , dekor en azindan cok daha gercekci durmakta :





Geriye tek soru kaliyor, bunca yetenekli yazar-cizerimiz kaliteli islerini yayinlatamazken bu derece kotu bir is nasil sans bulabiliyor? Bunun cevabi da herhalde ulkenin gectigi sosyoekonomik donemde, iktidar iliskilerinde ve 'gecer' fikirlerin sansinin denenmesinde aranmali. 

3 Nisan 2018 Salı

Fly: Orumcek Adam'in kokenleri


Emekli kahramanimiz: Fly

Marvel dunyasinin temel pek cok kahramanin yaraticisi olarak Stan Lee ve Jack Kirby isimleri gecer ama bunun istisnalari da var elbette. Ornegin en meshur Marvel karakteri Orumcek Adam'da Stan Lee - Steve Ditko imzasi gormekteyiz. Ama Kirby'nin bu surece etkisi de hep tartisilagelmistir.

Biraz daha geriye gidelim, Marvel yillarindan cok once Kirby-Simon atolyesi cok cesitli turlerde Cizgi Roman uretmistir. Bunlardan biri de Marvel'in eski hali icin (Timely Comics) urettikleri ve ilk 10 sayisini cizip ayrildiklari Kaptan Amerika'dir (yillar sonra zorlu bir hukuki surec sonucunda Kaptan Amerika yaraticilari olarak tescil edilirler).

Bu surecte yarattiklari cok enteresan bir karakter vardir: Fly

Kucuk bir cocuk olan Tommy Troy (isim-soyismin ayni harfle baslamasi tipki Peter Parker ve nice Marvel karakteri gibi) ailesiyle degil (yine genc Peter Parker gibi) bir bakici aile yaninda kalmaktadir. Birgun kendisine verilen sihirli bir yuzukle "Sinek" benzeri guclere kavusur; bu gucler ve guclerin betimlendigi paneller bile oldukca tanidiktir:





Bununla da kalmaz genc Tommy ile komsu kizi arasinda ergen bir romance'in ilk adimlari atilir. 



Elbette kahramanimizin adi Fly olunca Orumcek aglari olan bir dusman da yaratir karsisina Kirby & Simon:  The Spider. 



Benzerlikler bununla kalsa iyi, iddialara gore Kirby yillar sonra tekrar Marvel ve Stan Lee ile calismaya baslayinca onceden Simon ile beraber yaratip yayinlamadiklari Spider-Man dosyasini sunar Stan Lee'ye. Burasi biraz karisik, dosyanin Kirby tarafindan sunulmadigina fikrin Lee'den ciktigina dair iddialar da var. Lakin kesin olan ilk cizimleri Kirby'nin yaptigidir (bes sayfa).

Lee Kirby'nin cizimlerini daha dogrusu konseptini begenmez: Spider-Man asiri derecede Fly'i andirmaktadir , kostumu Fly ile Kaptan Amerika arasinda bir yerdedir. Genc bir cocugun yetiskin-guclu ve iri-yari bir kahramana donusmesi degildir Lee'nin aklindaki vizyon. Bu yuzden fikri/dosyayi Ditko'ya verir ve Ditko bircok ayrintiyi degistirerek (ornegin Kirby'deki orumcek agi silahindan ve sihirli yuzukle gucler kazanmasindan kurtularak) ama bazi detaylari koruyarak (ornegin yengesi ve amcasiyla birlikte yasamasi) bugun bildigimiz ikonik kahramani yaratir.

Ditko-Lee ikilisinin hakkini teslim etmek gerekirse de yine de (bence) bu yaratim surecinde Kirby-Simon atolyesinin, ozellikle Fly'in etkisini reddetmek o kadar kolay degil. 


Kaynaklar:  The Art of the Simon and Kirby Studio, Mark Evanier