Betelgeuse Leo'nun harika calismasi Aldebaran'in ikinci dongusu;
maceralar bu sefer ilkiyle baglantili olarak Betelgeuse gezegenine tasinmis durumda.
Betelgeuse gezegeninde mahsur kalan insanlar ikiye bolunmus durumda, bir grup askeri disiplinle, ataerkil bir duzenle hareket ederken kadinlar insanligin devami icin surekli dogurmakla vazifeli:
Asil tartisma konulari ise gezegende gorebildikleri insansi yaratiklarin (iums) zeki ve bilincli olup olmadiklari konusu. Bu konu hikaye acisindan onemli zira gezegeni kolonize edip etmeme karari buna bagli. Yildizlararasi yolculuklara baslamis insanoglu Leo'nun evreninde bir karar almis gozukuyor -bir nevi star trek prime directive gibi- zeki yaratiklarin bulundugu gezegenler insanoglu tarafindan kolonize edilmeyecek. Bunun olcusu de konmus : "ates kullanabilen ve alet yapabilen canlilar"
Seneryo icin belki gerekli olan conflict bu olcunun sigligindan dogmakta halbuki; yildizlararasi yolculuga cikmis insanligin bu kadar sig ve insanoglunun bakisini merkeze alan bir olcu koymus olmasi inandirici gelmiyor. Evet, gezegenimizdeki diger canlilari tanimaya ve tanimlamaya calisirken gectigimiz yuzyil boyunca cok hatalar yaptik. Ornegin basit bir bilinc-farkindalik testi vardir hayvanlar icin kullanilan, hayvanin alnina boyayla yapilan bir noktayi hayvan aynada gordugunde alnina elini goturur mu, kendini tanir mi seklinde ozetlenebilecek olan soru vardir (mirror test). Yillarca fillerin bilincinin olmadigi sanildi zira deneyde hayvanlarin boyutuna, gorus alanina uygun olmayan aynalar kullanildi. Ya da kopeklerin dunyayi gorsel degil kokusal algilari ile tanidigi gozardi edilip ayni test kopeklere uygulanmaya kalkisildi. Ormanda gozlemlenlenen sempanze ve goriller isimlendirilmeden anildi saha raporlarinda; sanki birer kisilikleri, benlikleri yokmus sadece icguduleri ile hareket eden robotlarmis gibi.
O gunlerden beri cok yol aldik. Goodall, De Waal ve benzeri bilim insanlarinin yaptigi calismalar artik hayvanlara bakisimizi kokten degistirmis durumda, pek cok turun sandigimizidan cok daha zeki, becerikli oldugunu ve kendi bilinclerinin oldugunu biliyoruz artik. Bazi konularda bizden bile ilerdeler; sempanzeler short term memory testlerinde, ya da kendilerinin oynayabilecegi sekilde gelistirilmis tas-kagit-makas benzeri bir strateji oyununda insanlardan daha iyi performans gostermekte.
Bugun artik biliyoruz ki ne zeka ne de bilinc insani hayvandan ayiran ozellikler degil. Bunun boyle olmasi (insanin diger hayvanlardan ayirt edici ilahi bir spark'a sahip oldugunun soylenmesi) genelde darwinden beri insani ayri bir yere koymaya gayret eden tutucu zihniyetin gelistiridigi bir savunma mekanizmasi. Nasil diger biyolojik ozelliklerimiz hayvanlarin ozelliklerinin bir devami ise zeka ve bilinc de oyle, var veya yok olmamasindan ziyade bir spektrumdan bahsedebiliriz.
O yuzden Leo'nun evreninde insanoglunun boyle sig bir tanim yapmis olmali CR'in atmosferini bozmakta ("alet yapabilen" tanimi dogada pek cok turun alet yapiyor oldugunu ogrenmemizden once kullanilan arkaik bir onerme). Neyse ki Betelgeuse uzerinde evrimin nasil sekiller alabildigi, ne kadar ilginc avlanma-beslenme-ureme stratejileri, simbiyozlar, zeka ve bilinc disavurumlari uretebildigi kesfedilmis durumda da bu olumsuz yan goze batmamakta. Diger bir olumlu yan Leo'nun cizgilerindeki ilerleme, malum kendisi bir Rosiński degil ama ilk donguye gore net bir guzellesme var karelerinde.
Insanoglunun bu konuya bakisinin problemi bilim insanlariyla beraber bilim kurgu yazarlarinin ilgi alanindaydi aslinda; bir ornek vermek gerekirse V&L'e donelim:
The Wrath of Hypsis (1985) albumunde psisik yeteneklere sahip bir uzayli olan Glapum'tian Valerian'a gorevinde yardim ederken dunyanin diger zeki yaratiklariyla iletisime girer. Bunlar bizim katil Orca'lar dediklerimizden baskasi degildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder