7 Ekim 2017 Cumartesi

Aldebaran

'Aldebaran' Frankofon dunyanin son zamanlarda cikardigi en iyi bilim-kurgu islerinden biri; yazari ve cizeri Leo. Aslinda birbiriyle baglantili ama dilenirse bagimsiz olarak okunabilecek 3 donguden olusuyor seri: Aldebaran, Betelgeuse ve Antares. (Takintili CR okurlarinin sirayla okumayi tercih edecegini saniyorum :) ) 

Hikayemiz insanoglunun baska gezegenleri kolonilestirmek adina ciktigi yolculuktaki ilk durak olan Aldebaran gezegeninde geciyor. Dunyayla iletisimleri kopan ilk yerlesimiciler burada gezegenin sakinleriyle birikte yeni bir yasam kurmaya calisiyorlar. 

Bu gibi durumlarda ("Lords of the Flies" halleri) insanoglunun kurgulamaya calistigi duzen, otoriterlesme temayulleri ve ic cekismeleri klasik bir hikaye ama benim en cok ilgimi ceken Leo'nun abartisiz gosterissiz uslubuna ragmen cok iyi betimledigi gezegenin hayvan ve bitkileri. Leo bunlari sadece resmetmekle kalmiyor yasam dongulerinden, ilginc ozelliklerine dort dortluk bir tasvir sunuyor.



Avusturalya veya Madagaskar orneginde oldugu gibi yasam kosullarinin biraz degisik seyrettigi yerlerde evrimin surecinin urettigi cesitlilik nasil ana kitalardan farkli yollar izlediyse Leo da Aldebaran'da bunu bir ust seviyeye (gezegen seviyesi) tasiyip neler olabilir sorusunu kesfetmeye calisiyor. 

Zeka ve bilinc ne sekilde evrimlesebilirdi sorusuna verdigi Solarisvari bir yanit ise hikayenin belkemigini olusturuyor zaten (Daha fazla spoiler vermeyelim). 


Cinebook'un Ingilizce yayimladigi serinin tek handikapi yayinevinin gosterdigi gereksiz hassasiyet sonucunda kimi karelere uyguladigi sansur. Yaraticisinin kabul ettigi sansur zaten yetiskinlere hitap eden bir seride cok sacma olmus durumda. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder